İnsanları aptal yerine koymayan doktorları seviyorum. Tabi
asistanları içinde geçerli.
Dişçiye dolgu için gitmiştim. Başta herşey iyiydi. Herzaman ki
rutin hazırlıklar. Ve tüm bunların karşısında ben vardım. (meraklı uslu bir kız)
Bir üniversitenin hastahanesi olmasına rağmen, hastahane iç cephesine önem
verdikleri kadar öğrenci asistanlarda
kendilerine önem vermeli.
O asistan çocuk, dolgu tozlarını almak için sürekli
birilerine seslendi. (sanki kendi işini kendi yapamıyormuş gibi) -_-
Bende ilgi alanlarım dahilinde meraklı bir
insanım. Bunlardan biride bilim. Arkasını dönüp karışım elde ediyor. Beni ağzımda
tükürük çekici ile başbaşa bıraktı dakikalarca. Birde ağzını kapatma diyor. Doktor
koltuğunda gerilmem genelde kendimi rahatlatmaya çalışırım. Çok gerilmeme neden
olmuştu. Arada bakmaya çalışıyorum nasıl yapıyor diye. Sanki ilk senesi ve acemiydi. Ve gergin gıcık
tipti. Ya da benden hoşlanmamıştı. Bende ondan hoşlanmamıştım zaten. Ağzıma
koyduğu su ve vakumlayıcı gerekmediği durumlarda çıkarma ihtiyacı duyuyordum.
“Çıkarma, geri koy, oradan tutma onu”
"Sen anlamazsın" gibi cümleler.
Bende “zıkkımın kökünü ye” demek isterdim ama ağzım doluydu.
Çocuk azarlıyor sanki.
Birde ağıza su sıkan bir alet var ya, nefesime kaçtı tedavi
ederken. Ölecem sanmıştım. Nefes alamadım doğru düzgün o dolgu yaparken. Ah kime
denk gelmişim böyle.
Bir diş dolgusu işleminin 1 saatten fazla sürdüğü nerede
görülmüş acaba? Saçmalamıştı gerçekten. Ağzımı açık tutmaktan çenem çok
ağrımıştı o gün. Öncesinde randevum için sırada saatlerce beklemiştim oysa.
Artık umutsuz vaka gibi hissediyordum kendimi. Oradaki insanlarla sohbet etmeye
başlamıştım. O derece. :D
Tepemden bakan bir asistan çağırmıştı ki, “keşke bakan sen
olsaydın” dedim içimden. Birde sevmediğim birşey var ki, maske taksalar bile nefeslerini
yüzlerinde hissedersiniz ya!!! Ve bilmiyorlar ki benim titiz bir tip olduğumu. Genelde biri yüzüme
üflese sinirlenebilirim. Evet o an sinirlenmiştim.
Min Hyuk maknae benim kadar titiz mi aceba? :D
Birde bana demişti ki; “senin kadar meraklı hasta görmedim”
Bende ne ima ettiğini başta anlamadım. Kafamı salladım. Sonra
dişime bakarken gözlerim kapalıydı. Laf soktuğunu anlayınca, aniden gözlerimi açtım.
O da birşey mi oldu diye ellerini çekip yüzüme baktı. Ne sıkıcı bir klinikti
daha nasıl anlatabilirim ki.
Sanki bu hastahanede
kast sistemi var. Mesela, Ortodonti bölümündeki doktorlar ve asistanlar o kadar
iyi ve cana yakın ki, muhabbetimiz doktor ile hasta ilişkisine kadar gelmişti.
Hatta bir tanesi “bazı doktorlar çok yakışıklı oluyor fakat bakamıyoruz”
demişti. :D Ne diyeceğimi bilemediğim
için gülümseyerek yanıt vermiştim. [Tabi bu durum yıllar önceydi. Umarım
okullarını bitirmişlerdir.] :D
20lik dişim çekilirlen o kadar usluydum ki, “10 numaralı 20
yaş hastasısın” demişlerdi. Tabi o zaman 18 yaşındaydım. Neden 20 dediğini
bilmiyorum. Belki farklı bir sayı demişti, hatırlamıyorum. :D
Diş teli taktırmak için gittiğim ilk randevuda kendimi
“emergency couple” dizisinde gibi hissetmiştim. Hatta içimden “bizim çift acil
serviste olmalı” diye kendimce eğlenme saflığına kadar gitmiştim. :D
Doktorumun gelip “Bugün ne günü?”, “Sence nerede sorun var?”,
“Harikasın!”, “İleride ne olmak istiyorsun?”.... gibi. Hatta merak ettiğim
şeyleri yanıtsız bırakmayan doktor ve asistanlar. Her yerde böyle hastasını
rahatlatan, antipati oluşturmayan çalışanlar olsa daha güzel olmaz mıydı?
Anlattığım pozitif ve negatif durum başka yerde de karşımıza
çıkabilirdi. Ne kadar meraklı olsamda, tıp ile ilgili şeylere, fırsatım olursa
sorarım ya da cevabı kendim bulurum ses çıkarmadan. Aklıma birşey geldiğinde “Bunu
bir sonraki diş randevusunda sorarım” dediğim oluyor. Empati kurup “Onlarında
stresli zamanları oluyor” diyorum kendime. İş yerine girmeden, kapıda
bırakılmalı. İşin bittiğinde bıraktığın şeyi elıp işine bakmalısın. Fakat bunu
yapmak çoğu insan için zordur. En aza indirgemeleri gerekir. Çünkü karşındaki
insanın sana yapacağı bir hata gününün tamamını etkiler ve diğer insanlarada
bulaştırırsın.
Sizce bu haksızlık günah sayılmaz mı? En azından ön uyarı
yapılabilir. O kadar tıp okumuşsun, “kusura bakmayın” demek çok zor geliyor. Bizim
milletimizde olduğu gibi başka ülkelerde de yaşandığını düşünüyorum.
Neden
iletişim kuramıyoruz? Fazla ego mu? Geleneksel kanı haline gelmek üzere bu
durum. İletişim kuramıyoruz! Bir insan, bir insana neden kendi sebepleri
yüzünden kötü davranır ki? Ya da bir sebebi olmasada, insanlardan bıkmışsa
neden aynı şeyi yapar? Belki beni tanısan çok seversin. Bir insanın işini
görüpte duasını almak daha iyi olmaz mı? Bahsettiğim asistan gibi doktorların
olmaması dileğiyle.