Kayıtlar

Mart, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Uyku Mahmurluğu

Sabahlığını giyip verandaya oturdun. Hava henüz aydınlanmamıştı. Yüzüne bakmaya çalışıyordum. Sanki yoktu! Dalgalı saçlarında ay ışığı vardı. Havalanıyordu. dedin ki; - Neden hepsi yaşını merak etti? - Onları görmedim. - Adını bile söylememiştim. ... - Kendini ifade etmeye çalışıyordun. - Hiç başarılı olmadım. - Zorunda değildin. Güneş doğmaya başlayınca arkamı döndüm ve yorganın altına girip uyumaya devam ettim. Muhtemelen yine kaybolmuştu. Uyandığımda hatırlamayacağım. Hiç söylemediğin cümlenide hatırlamayacağım. - Hep sormak istemiştim. Bunu her söylediğinde yok oldu hayalin güneş ışığı ile. Devamı gelmedi hiç. Güneşe saklandığından beri geceleri ayaktayım.

Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım.

Üç kez seni seviyorum diye uyandım Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum. Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün. Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum -Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum. Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün. Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum. Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun. -İlhan Berk- Seni neden sevdiğimi biliyorum artık. 6 yıl boyunca sordum kendime. Arada bir yalnızlığa adını dilime pelesenk ederdim. "Of" demek yerine... Hatırlamamak daha iyi sanırım. 6 Yıl dediysem şimdiki durum hakkında fikir yürütemezsin. Hala kalkanlarım var benim.Çocukkende böyleydim. O kadar kızdım ki, özgüvenimi benden alan deve boylu kadına... Bugün bile başka etkileri var üstümde. Benim kalkanlarım sana değildi. Elbette başka me...

Konu aslında "Hayatımızda Fermantasyona Uğrayan İnsanlar" olmalydı. Hala silebilirim!" (Sildi)

Gidenler... Hep uzun yıllar süren arkadaşlıklarım olsun istemişimdir. Farkettim ki büyüdükçe kendilerince şekillendiler. Hayat seçimleri, yaşam biçimleri, tercihler... bir sürü ıvır zıvır. Gerçek var mı? Ne için gittiler? Hepsi bencillikleri ile belkide. Bastırılmaz histerik duygular. (Tamam ablacım, son kez kullandım o kelimeyi) Bazıları "inatla" yıpranmış. Herneyse... Bir tohum nasıl filizlenip ağaç oluyorsa, eski haline dönmüyorsa bu da onun gibi. Son dönemde yaşadıklarımla ilgili değil bu konu. Başlıkta görüldüğü üzere "Hayatımızda Fermantasyona Uğrayan İnsanlar" Neyi sildiğimi merak edenleriniz vardır belkim. Sizide o bilmemezliğin içine koydum. "Bunun içindeyim" diyebilirsiniz. Biraz çocukluğumdan bahsettim.Yok baya baya olay anlattım... Şimdi bulunduğum noktadan bakıyorumda, hiçbirisi kendim gibi değil. Seviye anlamında. Olması gerektiği gibi olmadıklarından gittiler. Geçtiğimiz gün kaybettiğimiz rahmetli Yaşar Kemal diyor ya! "o güz...