Jung Yong Hwa - Star, You

1 Mart 2015 Pazar

Konu aslında "Hayatımızda Fermantasyona Uğrayan İnsanlar" olmalydı. Hala silebilirim!" (Sildi)


Gidenler...

Hep uzun yıllar süren arkadaşlıklarım olsun istemişimdir. Farkettim ki büyüdükçe kendilerince şekillendiler. Hayat seçimleri, yaşam biçimleri, tercihler... bir sürü ıvır zıvır.
Gerçek var mı? Ne için gittiler? Hepsi bencillikleri ile belkide. Bastırılmaz histerik duygular. (Tamam ablacım, son kez kullandım o kelimeyi) Bazıları "inatla" yıpranmış.

Herneyse...

Bir tohum nasıl filizlenip ağaç oluyorsa, eski haline dönmüyorsa bu da onun gibi. Son dönemde yaşadıklarımla ilgili değil bu konu. Başlıkta görüldüğü üzere "Hayatımızda Fermantasyona Uğrayan İnsanlar"
Neyi sildiğimi merak edenleriniz vardır belkim. Sizide o bilmemezliğin içine koydum. "Bunun içindeyim" diyebilirsiniz. Biraz çocukluğumdan bahsettim.Yok baya baya olay anlattım...

Şimdi bulunduğum noktadan bakıyorumda, hiçbirisi kendim gibi değil. Seviye anlamında. Olması gerektiği gibi olmadıklarından gittiler. Geçtiğimiz gün kaybettiğimiz rahmetli Yaşar Kemal diyor ya! "o güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler." Güzel olduklarını söyleyemem ama iyikide gittiler.

İnsan neden yaşar? Bir insan için değil, birkaç insan içinde değil. Mutlak gerçeğin farkında olup inançlı insanlar bilir. Burası sınav dünyası. Kısacası ölmeye geldik.

İnsanlar birbirine alışınca rahat davranır. Kalp kırmaya gelince, kötü sözler söylemeye gelincede öyle. Üniversiteye başlamadan önce kimseyle uzun süre arkadaşlık yapmak istemiyordum. 1 yıla yakın bu devam edince sonradan, tabi ki cici mi cici bir arkadaşla tanıştım. ardı geldi sonra. ^-^ Bir çeşit dönemden geçtiğim için öyle hissediyordum. Amma velakin bu garip dönem sona erince yeni şeylerin iyileştirdiğini gördüm.

Mantığın duyguların önüne geçtiğinde yeni birşeyler daha öğreniyorsun. Birşey daha öğrendim. Karşındakine ne söylersen söyle, ne kadar çok kişisel gelişim kitapları okusanızda faydası olmaz. Yazanların bakışı ile siz bir değilsiniz. Yaşamadan geçmiyor.

Dedim ya burası sınav yeri diye. Her an sınandığımızın farkında olmalıyız.

Üçgen şeklinde kocaman bir evin çatısını düşünün. Koruduğunuz bütün duygular bunun içinde saklı.
Birde kocaman bir bağ düşünün. Herşey apaçık alanda.

Hangisi gerçeğe daha yakın?

Bunları duygularımı kaybettiğim için mi yazıyorum. "Kaybetmek" ifadesi yerine daha başka birşey. Çünkü nerede olduklarını hatırlamıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder